Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin 23-24 Ekim 2024’teki toplantısında toplam 70 gölge rapor sunuldu; bu raporların 11’i Etkiniz desteğiyle hazırlandı. Türkiye’den Komite’ye rapor sunan sivil toplum örgütlerine sorduk:
Gölge raporunuzun hangi başlıklarda İnsan Hakları Komitesinin sonuç gözlemlerine katkı sunduğunu düşünüyorsunuz? Önümüzdeki üç yıllık süreçte Türkiye’nin bu konularda ne gibi adımlar atması gerekiyor?
Yanıtlar için kaydırın ⬇️
İnsan Hakları Koalisyonu
(17 Mayıs Derneği, ADO, CŞMD, Diyarbakır Barosu ÇHM, Hak İnisiyatifi Derneği, İHD, İHOP, Kadın Dayanışma Vakfı, KaosGL Derneği, MLSA, Romani Godi, SPoD)
“Komite’nin daha önceden hazırlamış olduğu olduğu Konu Listesi’nde belirtilen hususların birçoğuna temas eden 12 STÖ’nün bir araya gelerek oluşturduğu geniş bir rapor hazırladık. Temas etmiş olduğumuz konuların bir çoğuna yönelik Komite’nin sonuç gözlemlerinde yer verdiğini görüyoruz. Belli başlı hususlara değinecek olursak, devletin Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’ye yönelik çekinceleri, keyfi terörle mücadele uygulamaları, TİHEK’in yapısal problemleri, ayrımcılık yasağı, siyasi mahpusların tecrit ve şartlı tahliyelerinin engellenmesi gibi hususlar; yargı bağımsızlığı, OHAL uygulamaları ve bunun olağanlaşması, ifade özgürlüğü, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü gibi konulara ilişkin değerlendirmelerin sonuç gözlemlerinde etkili olduğunu görüyoruz. Umuyoruz ki 3 yıl içinde Türkiye, kendi Anayasa’sına saygı gösteren, hukuku uygulamaya yönelik bir siyasi irade ortaya koyar.”
Koalisyon
(17 Mayıs Derneği, Kaos GL Derneği, Murat Çekiç İnsan Hakları Derneği)
“Koalisyonumuzun ayrımcılık mevzuatı başlığında TİHEK kuruluş kanununda değişiklik yapılarak kurumun LGBTİ+’lar tarafından yapılan başvurularla görevlendirilmesi; LGBTİ+’ların onur yürüyüşleri ve genel olarak barışçıl toplanma haklarının engellenmemesi; derneklere ilişkin mevzuatın öngörülebilir hale getirilerek denetimler yoluyla hakkın özüne zarar veren ölçüsüz sınırlamaların ortadan kaldırılması tavsiyelerini doğrudan sonuç gözlem raporunda görebiliyoruz. Denetimlerin bir misilleme aracı olarak kullanıldığına dönük değerlendirmemiz de gözlem raporunda var.
Bu anlamda ICCPR raporlaması Koalisyonumuz açısından başarılı geçti. Türkiye; TİHEK kuruluş kanununu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununu, Dernekler Kanununu insan hakları standartlarına uygun şekilde değiştirir ve Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin konuya ilişkin kararlarını uygularsa, bu başlıklarda ilerleme kaydedebilir.”
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi
“Raporumuzun amacı, 2. Periyodik Raporunun gözden geçirilmesi öncesinde, Türkiye’nin Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini tutuklu ve hükümlü kız çocuklarına karşı yerine getirebilmesi için Komite’yi bilgilendirmekti. Gölge raporumuz işkence ve zalimane, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele veya cezanın yasaklanması ile kişi özgürlüğü ve güvenliği başlıklarında sonuç gözlemlerine katkı sundu. Komite bu başlıklar altında işkence ve kötü muamelenin ortadan kaldırılmasını, özgürlüğünden mahrum bırakılanların işkence ve kötü muamele iddialarını araştıracak güvenli ve etkili bir şikayet mekanizmasına erişiminin sağlanmasını, hapis dışı tedbirlerin yaygın uygulanmasını, tutukluluğun istisnai olmasını ve mümkün olduğunca kısa bir süre için uygulanmasını, tutuklulara tüm yasal ve usulü güvencelerin sağlanmasını, cezaevlerinin koşullarının iyileştirilmesini önerdi. Komite Türkiye’den nihai gözlem raporunda bulunan, özellikle yargının bağımsızlığı, örgütlenme özgürlüğü ve terörle mücadele usullerinde adil yargılanma hakkı başlıklarındaki tavsiyeler hakkında 3 yıl içinde adım atmasını ve bunları iletmesini, diğer tüm tavsiyeler hakkında ise 3. döngüye kadar adım atmasını bekliyor.”
Vicdani Ret İzleme
“Sonuç gözlemlerinde, Türkiye’deki vicdani retçilerin durumunu vurgulayan ve Komite’ye sunduğumuz gölge raporumuzda odaklandığımız başlıklara değinen iki güçlü paragraf görüyoruz. Komite, Türkiye’de vicdani retçilere uygulanan yaptırımların sayısında sınırlama olmamasına, retçilerin medeni ve siyasi haklarından mahrum bırakılmasına dikkat çekiyor; “halkı askerlikten soğutma suçu” olan Ceza Kanunu’nun 318. maddesinin kaldırılması hakkında öneri yapıyor. Bu bağlamda, gölge raporumuzun yarattığı etkinin farkındayız. Şu anda Türkiye’nin atması gereken en acil ve önemli adım, vicdani ret hakkına dair bir mevzuat düzenlemesi. 2024 Haziran ayında Bakanlar Komitesi’nin verdiği ara kararın ardından İnsan Hakları Komitesi’nden gelen sonuç gözlemi, Türkiye’de vicdani ret hakkını yok sayma ısrarının artık son bulması gerektiğini açıkça gösteriyor.”
Alevi Düşünce Ocağı (ADO)
“Bu yıl hem İnsan Hakları Komitesi’ne (CCPR) hem de Evrensel Periyodik İnceleme’ye (EPİ) gölge rapor sunduk. CCPR ve UPR gölge raporumuz genel olarak inanç özgürlükleri konusuna odaklanıyordu. CCPR görüşmelerinde Alevi sorunlarına değinildiğini izledik; bu sanıyoruz BM ‘de ilk kez oldu. Umarız EPİ’de de konuya değinilecektir. Türkiye ‘nin inanç özgürlükleri konusunda atması gereken çok adım var; geçen yüzyılın başlarında kalmış gibiyiz bu alanda. Hükümetin ise bu konuda herhangi bir hazırlığı ya da planı olduğunu sanmıyoruz.”